Hayata İttirilen Çocuklar

Son zamanlarda kendi çevremde gözlemleyerek ,içimde hissettiğim düşüncedir aslında…Bu yüzden bu başlığı attım. Hayata ittirilen çocuklar… Bebekler anne karnında minicik bir su tanesiyken bir mucize ile elleri,ayakları,hayati organları ile  ilerleyen aylarda tam bir vücut halini alıyorlar. Bu dönemde sessizce beklediğimiz,dışarıdan hiç bir müdahalede bulunamadığımız dönemdir. 9 ay boyunca bekleriz “Bir doğsun,şunu da yapacağım,bir doğsun şunu da öğreteceğim, bir doğsun bak neler alacağım… ” vs. gibi cümleler annelerin dillerinden eksilmez. Ve mucizemiz doğar,kollarımızın arasına doktorlar tarafından bırakılıverilir.

Dilerim ki her anne bebeğini doya doya 6.ay dolana kadar emzirir. İşte şimdi yavaş yavaş ittirilen bölüme gelinir.Daha 4 aylıkken “Acaba ek gıdaya başlasam mı? Acaba daha kilo alır mı? Acaba şu sebzeyi versem bir şey olur mu?” verme sevgili annem verme. Bir çocuğun en büyük hakkı annesini 6 ay dolu dolu sadece emmektir.( Tabi bebeğinin kilosu sınırdan aşağı olup ve emziremeyen anneler için gibi bu durumlar hariçlik gösterir.) Sen bunları düşünüyorken çocuğunun sindirim sistemi buna zaten hazır değildir.

Çocuk biraz daha büyür,tamam ek gıdaya da bir türlü geçti acaba ne zaman emekler? Eyvah! annelerin yeni korkusu bu olur.Yeni bir gelişim görevi 😀 “Filankinin çocuğu 7 aylık emeklemiş,benimki de emeklemeli. Falancının kızı 9 aylık yürümüş benimki de yürümeli “diye içi içini yer. Bir dur sevgili anne,dur. Sakin ol. Senin unutmaman gereken aslında tek şey vardır.Her çocuğun gelişimi kendine özgüdür. O gelişim içerisinde sen ne kadar çocuğu ittirirsen itir,gitmez, gidemez. Çünkü kendi içindeki görevini tamamlamayı,olgunlaşmayı bekler.

Uras 8 aylıkken tek başına daha yeni oturmaya başladı.10 aylığa kadar yerde hep sürünerek evde gezdi. 10 aylık oldu, ondan sonra emeklemeye başladı. Sonra tam yürüyebilmesi için aradan tam 5 ay daha geçti ve 15 aylıkken ayakları kendini hazır hissetti ve olgunlaştı  yürümeye başladı. Bu esnada hiç çekince içinde olmadım. Kıyaslama kesinlikle yapmadım . Zaten bir anne babanın çocuğuna yapacağı en büyük kötülüklerden biri kendi çocuğunu başkalarıyla kıyaslamak. Etrafımda yok muydu?  Arkadaşlarımın bir sürü çocuğu vardı daha erken emekleyen daha erken yürüyen . Ama biliyordum ki görevini tamamlayınca yürüyecek 🙂

Bu aynı şekilde ilerleyen zamanlarda diğer gelişim görevleri içinde geçerlidir. Konuşması,bir şeyler öğrenmesi ve ifade etmesi,ilerleyen hayatında okumayı yazmayı öğrenmesi… Bu uzar gider.

Benim anlatmak istediğim çocuğunu şu hayatta en iyi bilen kişi annedir. Çevrenizde “Aaaaa seninki daha konuşmuyor mu? Emeklemiyor mu? ” diye size vıdı vıdı edenlere daha güzel bir açıklama yapın diye aslında bu yazım. Bunlardan etkilenerek çocuğunuzu zorla ittirmeyin,hazır olmadığı kalıplara sokmayın. Siz sadece onu destekleyin,işte o zaman güven verici anne olursunuz,ittiren anne değil 🙂

Sende bu durumdaysan ve birazda olsa aklındakileri değiştirebilme imkanım olduysa ne mutlu bana ne mutlu sana sevgili annem.. <3

Bir başka yazıda görüşmek üzere..

Sevgiyle…