TUVALET EĞİTİMİ

Tuvalet eğitimi

Uzun zamandır yazmak istediğim ve sizinde merakla beklediğiniz yazıyla karşınızdayım.
Hazır mısın sevgili anne sabrını kollarına alıp oyun oymaya? Bolca çamaşır,atlet,külot yıkamaya,tuvalete gitmek için binbir çeşit oyunlar kurmaya ,yavrunla saatlerce o kakasını yapmasını beklerken o müthiş kokuya 🙂
Şimdi bu yazım biraz uzun olacak ama kategori kategori ayıracağım için bir çırpıda okuyacaksınız. Umarım tüm cevaplarınızı bulabileceğiniz bi yazı olur.

1)TUVALET EĞİTİMİNE NE ZAMAN BAŞLAMALIYIM?
İnstagramda da bana gelen en çok sorulardan biri tuvalet eğitimine ne zaman başlamalıyım? Bende bunun tek cevabı var diyorum
“Çocuğunuz tuvalet ile ilgili tüm sinyalleri vermeye başladığı zaman başlayabilirsiniz”.
Uras ilk tuvaletinin farkında vardığı zaman,çişini tuvalete yapmak istediği zaman tam 27 aylıktı. Bir gün baktım gitmiş tuvalet kapağını kapamış üzerine tavuk gibi tünemiş. 🙂 “Tamam dedim bu hazır.” Hemen bir koşu gittim külot aldım,bezi direk attım ve çişi gelince “ Anne çiş” demesi gerektiğini söyledim.
1.gün 6-7 defa altına yaparak öyle böyle geçti.
2.gün götürdüğümde Tuvalete oturttum ve kaydığı için sallandı korktu yapmadı.
3.gün tuvalete giderken ağladı ve finish eğitim bitmiştir dedim.
Şimdi bu saatten sonra böyle davranan bir çocuğu tuvalet için zorlamının ne sana nede yavruna yararı var. Hatta bu süreçle uğraşmak seni ve bebeğini yıpratmaktan başka hiçbir şey yapmaz.
Çocuğunuzunun bu belirtileri 18. aydada başlayabilir .Çünkü bizim Freud kuramcımız der ki 1-3 yaş Anal Dönemdir. Dönemin en çok öne çıkan durumu “tutma ve bırakmak” eylemidir. Tabi hazır olduğu vakit.
Bazı çocuklar 18.ayda bu eylemi gerçekleştirmek için hem fiziken kasları itibariyle hemde psikolojik olarak hazırdırlar. Denersin bakarsın ve evet yapıyor tamam dersin biz eğitimi tamamladık.
Fakat bazı çocuklar vardır ki 40.ayı bile bulabilir.Bu gayet normal bir süreçtir.Her çocuğun gelişimi birbirinden farklıdır. Öncelikle annelerin bunun farkında olmaları gerekiyor. Sırf komşu teyze,görümce,teyze kızı söyledi diye onların söylemleriyle çocuğunu tuvalete alıştırmak çocuğuna zarar vermekten başka hiçbir şey yapmaz.

2) ÇOCUĞUMUN TUVALETE HAZIR OLDUĞUNU NASIL HİSSEDERİM?
Çocuğun gelişiminde tam 5 gelişim aşaması vardır. Fiziksel,sosyal,dil,zihinsel,özbakımı olarak 5e ayrılır.
Sizin çocuğunuz fiziksel olarak iç organlarıyla kaslarını tutabilecek düzeye gelmesi gerekir.Çişini tutup bırakma tam olarak fiizksel gelişimiyle ilgilidir.
Dil gelişimi açısından en azından “Çiş geldi,kaka geldi,var” gibi kelimeleri söyleyebilecek düzeyde olması gerekir.
Zihinsel olarak tuvalet eğitiminin fakında olması gerekiyor. Öz bakım olarak ise kendi külodunu indirip kaldırabilecek küçük kasları buna müsaade edecek düzeyde olması gerekiyor (Bu 2 yaş öncesi çokta görülmeyebilir ama bireysel farlılıkları göz önüne alırsak çocuktan çocuğa değişebilir)

3)BİZ TUVALET EĞİTİME NASIL BAŞLADIK?
27 aylıkta tuvalet ile ilgili bir algı zaten olşturmuştuk. Çocuğumu tek bakan anne olduğum için evde tuvalete gittiğim zaman sürekli yanımda o da geliyordu. Orada zaman zaman anlatıyordum.Çişimiz ,kakamız geldiği zamanlar tuvalete yapmamız gerektiğini.
Bebeklerin altındaki bezlere yaptğını,abi olanların tuvalete yapması gerektiğini anlattım.
36 aylık olduk.Yaşımızı doldurmuştuk bir gün sabahleyin okula giderken tam kapıda “Anne çiş” dedi. “Eyvah” dedim içimden ,altında da bezi vardı.
O anda “Sen şimdilik bezine yapabilirsin annecim,okuldan döndüğümüzde söz bezini çıkarıcağız tuvalete yapacağız artık”.“dedim.
Okulla da görüşerek bu sürece başlayacağımızı anlattım.O gece eve geldik bezi çıkartıp 15 dakika da bir sormaya başladım. Ona çokta bunu rahatsız edecek şekilde sormadım. Ufak ufak zamanı arttırdım. Ertesi gün evdeydik ve sabah kalktık önce çişe gidip çişimizi yapmamız gerektiğini söyledim. Ardından yine yarım satte bir sordum.Özellikle sıvı içtikten sonra yapın bunu.Baktım 2.gün tam 6 saat çişini tutmuştu. “Tamam dedim oldu bu iş” 🙂
Zaman zaman kaçırdığı oldu tabiki bu çok çok normal,böyle bir durumda olsun diyerek geçiştirin. Bu kaçırma süreci günden güne azalacak ve hiç kaçırmamaya başlayacak.

4)ÇİŞE ALIŞTI PEKİ YA KAKA?
İşte sanırım benim sabrımın zorlandığı,yoklandığı,sinirlerimin tepesinde cirit atıp halay çektiği konu J
Neden böyle söylüyorum çünkü kaka durumu sizin zannettiğiniz kadar kolay bir şey değil.Çünkü çocuklar kakayı kendilerinden bir parça olarak görüyorlar ve düşünsenize bu parçayı her gün kendinizden düşürdüğünüzü..
Bu yüzden kaka eğitiminde çok dikkatli davranmak gerekiyor.
Freud ünlü kuramcı derki tuvalet eğitiminde baskıcı bir tutum sergilerseniz eğer çocuğunuz cimri,savurgan,inatçı bir birey olabilir.
Sizin şimdiden takındığınız tavır çocuğunuzun tüm hayatını etkiler.
Tabi çok gevşekte olunmamlıdır.Bu sefer çocuk vurdumduymaz,boşveren,dağınık,düzensiz gibi kişilik durumları ortaya çıkabilir.
O ara dengeyi kurmak için işte sabrınızla oyun oynuyorsunuz.Sinirlerinizle halay çekiyorsunuz 🙂
Ben bezi bir çıkardım ve birdaha takmadım.Kakasını altına yapsa bile beze değil küloduna yaptı. Oturarak yapmaktan ilk başlara hiç hoşlanmadı.Çünkü poposuna değern bir şey vardı. Ben gittim 1,5 ay sonra lazımlık aldım en azından buna daha rahat oturur ve yapar diye. Sürekli teşvik ettim ama yok yine oturup yapmadı. Bu süreçte kabız oldu. O da kakaya alıştırmanın bağırsağa verdiğimiz ceza .Çocuk çünkü kakası geldiği halde bırakmaya korkuyor ve geri kaçıyor.
Bende banyoya götürerek altına rahatça yapmasını bekledim ve sonra 2.aşamaya geçtim. Bu sefer altını çıkarıp duşa soktum ve kakasını ayakta lazımlığa yapmasını bekledim.
Kakasını bu şekilde yapmaya başladı .Başlarda midesi bulandı ve kusacak gibi oldu. Ama bunlar gayet normal. Sonra onları saydık kaç tane olduğunu,yılana benzettik,tırtıla benzettik. Biliyorum okurken şaunda gülebilirsiniz ama J başka yol yok inanın.
Sonra kakasını yaparken yava yavaş bacaklarına değdirerek kakasını yapmasını istedim ve böylece şimdi bazen oturarak bazende aykata yapmaya alıştı ve eğitimi tamamladık.

Şunu da söylemeden geçemeyeceğim 6 ay ve sonrası hala çoccuğunuzla dışkı bırakma sorunu yaşıyorsanız bir pedegoga danışarak sürecinizi kolaylaştırabilirsiniz.

5)TUVALETE ALIŞTIRINCA BİRDAHA BEZ TAKMALI MIYIM?
Tuvalete alıştırınca tüm bebek bezlerini alıp çöpe atın arkadaşlar veya çocuğunuzla o bezleri güzelce paketleyin bir bebeğe hediye edin. Bu çocukta “Ben büyüdüm artık tuvalete yapıyorum” algısını oluşturur.Çokta iyi olur.
Aksi takdirde tekrar bez bağladığınızda bu çocuğunuzda tuvalet eğitiminde geri gitmeye sebep olur.

6)GECE BEZ BAĞLAMALI MIYIM?
Bir önemli konu daha gece bez bağlanır mı? Gündüz uyanıkken çocuğumuza müdahele edebiliyoruz ama peki ya gece? Ben şu şekilde yaptım.
Daha ilk gece uyumasını bekledim ve uyuduktan sonra altına bez bağladım. Yaklaşık
8-10 gün sürdü.Ama her gecenin sabahı baktım ki bez kupkuru. Gece de tutabildiği için öyle sevindim ki…Sabahları o farketmeden eşofmanıyla birlite onu çıkardım hiç anlamadı. Bir daha hiç gece bezlemedim. Sabah kalınca ilk işimiz tuvalete gitmek oluyor.
Gece çişe kaldıran bir çok anne de var fakat benm oğlum gece uykusu bölünmesini hiç sevmiyor ve çok ağlıyor.Bu süreçte ne onu ağlattım nede gece aklım onda kaldı. Bu şekilde atlattık.

7)TUVALET EĞİTİMİNE GEÇİŞTE HANGİ EŞYALARI ALIP HAZIRLIK YAPMALIYIM?
——>Yatak alezi
İlk tuvalet eğitiminde almanız gereken en önemli eşya yatak alezi.
Gece veya gündüz olurda kaçırırsa yatağı koruması gerekiyor. İyi bir marka tercihiniz olsun.Piyasada çünkü çok alez var ve su geçirmez yazıp geçiren çok.
——>Külot ve atlet
En çokta şu ikiliye ihtiyacınız çok oluyor.Külot alırkende çok iyi olanlardan almayın.Başlarda küloduna çok kaka yapacağı için ben çok külot attım,temizlemeden.
Pazardan bile alabilirsiniz. Tamamıyle eğitimi bitirdikten sonra iyi külotlara geçiş yapabilirsiniz.
Alırkenden çoğunlukla boxer alın.
Sebebinide şöyle söyliyim çocuk cinsel organını merak ettiği için incelemeye başvuruyor. Külotta yanlardan ulaşması çok kolay oluyor fakat boxerda bu daha zor.
Çocuğun cinsel organıyla merakını giderirkende sorduğu sorulara net cevap verip eline başka bir oyuncak vereke dikkatini dağıtmaya çalışın o anda.
Bunlar gayet normal süreçler.Her çocuk sorar 🙂

8)TUVALET EĞİTİMİNDE HANGİ TUVALET APARATLARINI KULLANMALIYIM?

1 numaralı tuvalet aparatı.
Kare veya yuvarlak klozet olsun hiç önemli değil. Uyumlu ve en güzeli çocuk üzerindeyken kesinlikle kayma yapmıyor.

2 numaralı Potette portatif lazımlık.
Bunu çantaya atıyorsunuz,yolda avm de her yerde tuvalet yapmak için harika bir aparat.

Avm de olduğumuz zaman açıp klozet üzerine koyuyorum fakat oldu da dışarıda tuvaleti geliyor ayaklarını açıp içine poşet koyuyorum o şekilde yapıyor. Çocuğum tuvaLetini nerede yapacak derdine girmiyorsun.

3 numaralı ise lazımlık.
Bizim klozetlerle aynı şekilde tasarlanmış.Sadece plastiği.
Bunu hemen almadım yaklaşık 1,5 ayı geçtik baktım ki kaka durumu hala zorlanıyor rahat yapabilmesi için lazımlığı aldım. Çünkü uzmanlar lazımlığa alışan çocukların klozete geçişte hep sorun yaşadığınma dair yazıyor.

9)ÇOCUĞUMA VE KENDİME HANGİ KİTAPLARI OKUMALIYIM?

Şu “Lazımlık”kitabının dili olsada konuşsa.O kadar okuduk ki..Çünkü içindeki kahramanlar yaşanılan olaylar örgüsü hem komik hem de çok güzel.

Günde 3-4 defa okuduğumu bilirim. Meğer benim oğluş tuvalet eğitimine hazırlanyormuşta haberim yokmuş 🙂

“Minik Elif’in Tuvalet Eğitimi” kitabıda çok güzel. Elif’in nasıl tuvalete hazırlnadığını anlatıyor.

“Kaka Hakkında Bildiğim Her Şey “ ise bok böceğinden file kadar her canlının kaka yaptığını anlatıyor. Görsel olarak kakayıda gördüğü için her canlıda çok iyi oldu.

Ebeveyn için önereceğim tek kitap var “Anne! Tuvaletim geldi” . Ben sadece bunu okudum ve çok beğendim. Zaman zaman rahatlamak için hep şu cümle geldi aklıma kitaptan “Çocuklarda tuvalet eğitimi 3-6 arası tamamlanır” Ki gerçektende öyle.

Umarım tuvalete alıştıracak olan annelere bir yönerge olmuştur yazım. Yorum yaparsanız tek tek okuyup dönmeye calısıcağım .

Bitirmeden tekrar söyleyeyim : “Sizin tanıdığınız kadar hiçbir kişi çocuğunuzu tanıyamaz o yüzden çocuğunuz hazır olduğunda tuvalet eğitimine başlayın,çevrenizdekiler istediğinde değil “.

Kocaman sevgiyle kalın 🙂 💕

Bir Delikli Uykudur Annelik

Uras şu fotoğrafta 5-6 günlük. Bu fotoğrafı öyle içten öyle güzel buluyorum ki…O ağzını açmış meme arıyor, ben onu kollarımda tutmuş içime sokasım geliyor. Bunlar hissettiğim en güzel duygular.
Birde anneliğimizin öbür tarafı var. Uykusuzluk gibi mesela… Yıllarca uykuya hasret kalmak gibi mesela 😀
Fotoğrafı birde şöyle ele alalım; Gözlerim uykusuzluktan küçülmüş, acıyor.
Acaba bugün gazdan kaç saat ağlayacak? Acaba bugün ne kadar uyuyacak? Acaba bugün ben kaç saat uyuyacağım 🙂 gibi kafamda deli sorular..

Hamile kaldığımız zaman bize en çok söylenen kelime nedir? Tabi ki herkes gibi bana da söylenen “Valla kıymetini iyi bil bugünlerin, şimdi içinde o uyuyorken sende bol bol uyu. Bu günlerin tadını çıkar. Yoksa bir daha uyuyamayacaksın. “arkasından bir kahkaha patlatırlar…:)
Hiç hamilelik psikolojisini bilmiyor bunlar. Bende dinledim bu sefer. Uyudum uyudum uyudum.
Gece daha rahat uyumak için hamile yastığı aldım. Doğunca emzirme yastığı olarak kullandım. Hem belime hem de karnıma kadar uzandığı için çok iyi destekledi. 6.aydan sonra daha da karnımız büyüdüğü için sağa sola dönmek zorlaşıyor. Ama hamile yastığını kesinlikle herkese öneriyorum.
Uras gece yattığımda uyuturdu. Öyle kıpır kıpır değildi. Birde klasik müzik dinletip uyuyorduk. Etkisi olduğunu düşünüyorum.
Kendi kendime dedim ki “Oh! Ne güzel. Herhalde geceleri uyuyacak” bir ümitti benimki sadece.. 😀

Ve doğdu geldi. Hazırlıklıydım uyumamaya annelik iç güdülerimle ama bu kadar gazdan ağlayıp gece ve gündüzleri uyumayacağını hiç hesaba katmamıştım.
Zaten emziren bir anneydim. Her gece başımı yastığa koyduğumda acaba bu gece kaç defa kalkacağım diye hesap ederdim kendi kendime.
Emziren anne olunca gece 6-7 defa kalkıyorsa 3ünde meme veriyordum. Diğerlerinde daha yeni emzirdim seni oğlum deyip pışpışlıyordum. 🙂
Yanındayım anneciğim desteği veriyordum ama bende bölüyordum uykusunu..
Çocuk böylelikle gece uykularını bölük pörçük geçiriyor. Haliyle biz annelerde… Bu yüzden çocuklar uykuya geçişi bir türlü öğrenemiyorlar.
O yüzden uykuya geçişi siz annelerde öğretmeniz için bir yol var; O da her mızırdandığında pışpışlamaya başvurmamak, meme vermemek..
Başına gidip sessizce beklemek. Bırakın bakalım belki kendi 1 dakika içinde uykuya dalıp uyuyacaktır. Ağlama şiddetlendiğinde tabi ki hemen devreye girin.

Anneler tarafından bana en çok sorulan sorulardan bazıları;
“Biz ne zaman uyuyacağız? Ne zaman geceleri çocuğum uyanmayacak? Acaba tok tutan mama yapsam yine kalkar mı?”
Özellikle meme emen bebek anneleri için söylüyorum. Siz memeyi bıraktırana kadar evet çocuğunuz kalkmaya devam edecek.
21 aylıktı oğlumu sütten kestim ve Uras yaklaşık 2-3 ay içinde geceleri kalkmamaya başladı. Artık ya 1 kere kalkıyor yada hiç kalkmıyor.
Hatta bazen uyanıp gidip kontrol ediyordum. Hayır olsun bu akşam kalkmadı diye… 😀

Ama yazımı bitirmeden şunu söyleyeyim o günler bir daha geri gelmiyor. O yüzden uyuyamasanız bile iyi yönünden bakın elbet uyuyacaksınız.
Annelik bir delikli uyku ama aslında şu hayatta ayakta uyutan en tatlı varlık… 🙂
Uyuyamayan annelere kendilerini umarım biraz daha rahat hissettirmişimdir. Hislerine tercüman olmuşumdur.

Sevgiyle kalın.. 🙂 Görüşmek üzere…

Çocuğun Odasını Ne Zaman Ayırmalı?

Annelerin kafasını meşgul eden “Çocuğumun odasını ne zaman ayırsam ki?” konusu hep vardır. Bazen kuluçkaya yatar bazende sürekli uyarı halinde kalır.
Geçen hafta instagramda şöyle bir kamuoyu yoklaması yaptım. Gelen 250 yorumla, çıkan istatistiklere göre söyliyimki; 0-2 yaş arası çocuğunu kendi odasına alıştıran anneler ve bebekleri bu aşamada hiç zorlanmamış. 2 yaş üstü alıştıran ve hala 5 yaşına gelmiş ama birlikte aynı yatağı paylaşan annelerde bazıları çaresiz bazıları da hayatından gayet memnun.
Çünkü uzmanlarında bazıları 4 yaşına gelmiş bir çocuğun hala annesi ile yatması gerektiğini söylüyor. Annelerinde kafası karışıyor.

Şimdi gelelim bana,bize…Nasıl bir süreçten geçtik? Nasıl alıştı? Ne uyguladım?
Filmi biraz geri saracağım arkadaşlar.O ilk doğduğu günlere…
Uras’a ilk başlarda oda yapmadık. Park yatak aldık ve kendi yatak odamın yatağının yanına koyduk. Doğduğu ilk günden itibaren onu hep kendi yatağına yatırdım. Başımın hizasında yattığımda görüyordum ve geceleri her kalktığımda her anne gibi nefes alıyor mu diye kontrol ediyordum. Sabahları yanıma alıp uyuduğumda oluyordu. Zaten her çocuk gibi hep meme emerek uyumaya alıştı ilk günlerde… Onu yanıma alıp uykuya daldığımda çok dikkat ettim ki parmağının ucu değse bana hop uyanıyordu. Başlarda acaba farkında olmadan mı yapıyor diyordum ama yok ayağı değse uyanıyor, eli değse uyanıyor. Bende ona değmeden uyumak için kendimi kasıyordum. Uyandığımda belimde feci bir ağrıyla uyanıyordum.
Geceleri zaten 2 saatini şaşmadan kalkan, uyumayan bir bebekti. Birde bacağı,ayağı,eli,kolu değdiği içinde kalkarsa vay benim halime..
Bu yüzden geceleri hep beşiğinde yatırdım.
Uras, rahat bir çocuk eli kolu uyurken ancak beşiğe değebilir ve çılgın yatıyor. Böylelikle beşiğine en başından bu yana alışık.

Bazı anneler var ki doğduğu ilk gün itibariyle odasını ayırıyor. Bunu ben emziren bir anne olarak mümkün değil yapamazdım. Gerçi emzirmesem yine yapamazdım.
Bazı anneler 0-6 ay arası ayırıyor ve çok kolay olduğunu söylüyor. Bazıları var ki 6-12 ay arası odasını ayırıyor. Bazıları da benim gibi 1 yaş sonrası.
Benim ay konusunda fikrimi sorarsanız ben 1 yaş sonrası derim. Nedeni ise anne ve bebek arasında duygusal bağ, güven temellerinin atıldığı dönem 0-1 yaş arasıdır. Bu yüzden anne ve bebek yakın olmalıdır ki bu bağı çok iyi bir şekilde ikisi kurabilsin.
Ben 13- 14 aylıktı ayırdığımda.
Beşiğinde yatmayı seven bir çocuk olduğu için bu açıdan sıkıntı çekmedim. Ama tabi anne yüreği; daha beşiğini ayrı koyduğum gece onu uyutup odadan çıkarken içime içime birşeyler oldu. Şİmdi kendi kendi ne yapacak? Acaba haksızlık mı ettim diye çok düşündüm. Odama gidip kamerayı açtım ve onu izleyerek uyudum. Ufacık sağından soluna döndüğünde bile ses geliyordu ilk başlarda hep kalktım, gittim baktım. 2 hafta boyunca kamera açık yatıp kalktık. Sonra dedim bu böyle olmayacak, kamerayı da kapattım. Annelik hislerime güvendim. “Ya sesini duymazsam? “düşüncesi vardır ya hep bunuda kenara attım (Sizde atın) çünkü duyuyorsunuz 🙂 Uras uyanır uyanmaz zaten kendini belli ederdi ,genelde tüm çocuklar böyle zaten. Her mızıldadığında gittim bazen salladım bazende süt verdim ve biz bu şekilde hiç sorunsuz oda ayırma işlemini tamamladık.

Burada bana güven veren öncelikle kendi beşiğinde uyumayı çok seven oğlum, ikinciside canım bebek kamerası. Bebek kamerası herkeste olmayabiliyor ama telsizler genelde her bebekte var artık, bu aşamada onu da kullanabilirsiniz. O da mı yok? Zaten bebeğinizin odası büyük ihtimal yatak odanızın yanındaki oda…Annelik hislerinize güvenip , bebeğinize güvenip odanızı ayırmanız.
ilk başlarda odasının duvarını, mobilyasını iyice tanıması için ona yardımcı olabilirsiniz. Onunla konuşabilirsiniz.
-Burası senin odan olacak.
-Bak burada çok güzel oyuncakların var.
-Bana seslendğinde hemen yanına geleceğim.
-Sen artık kendi kendine uyuyacaksın diyerek güven vererek konuşabilirsiniz.
ilk bir kaç gece uykuya dalma anında beşiğinin yanında uyuyup ardından kendi odanıza geçebilirsiniz. Bu şekilde alışacaktır emin olun 🙂

Yukarıda dedim ya bazı annelerin çocukları 2 yaşı aştığı için çok zorlanıyor. En büyük nedeni çocuk artık büyümeye başlıyor. Annesi ile arasındaki bağ konuşma, düşünce sistemi ile birlikte devreye girince iş başkalaşıyor. Odasında korktuğunu söylüyor, anesni özlediği söylüyor, bahaneler uyduruyor. Çünkü çocuğunuz büyüyor. Bunları yaşamamanız için kesinlikle 2 yaş öncesi ayrı odasına, yatağına yatırmanızı öneriyorum.

Umarım odasını ayırmak isteyip, ayıramayanlara aydınlatıcı bir yazı olmuştur.
Her şeyden önce yine kendinize güven duyun, gerisi geliyor annelerim 🙂
Başka bir yazıda görüşmek üzere
Sevgiler… 🙂

Hayata İttirilen Çocuklar

Son zamanlarda kendi çevremde gözlemleyerek ,içimde hissettiğim düşüncedir aslında…Bu yüzden bu başlığı attım. Hayata ittirilen çocuklar… Bebekler anne karnında minicik bir su tanesiyken bir mucize ile elleri,ayakları,hayati organları ile  ilerleyen aylarda tam bir vücut halini alıyorlar. Bu dönemde sessizce beklediğimiz,dışarıdan hiç bir müdahalede bulunamadığımız dönemdir. 9 ay boyunca bekleriz “Bir doğsun,şunu da yapacağım,bir doğsun şunu da öğreteceğim, bir doğsun bak neler alacağım… ” vs. gibi cümleler annelerin dillerinden eksilmez. Ve mucizemiz doğar,kollarımızın arasına doktorlar tarafından bırakılıverilir.

Dilerim ki her anne bebeğini doya doya 6.ay dolana kadar emzirir. İşte şimdi yavaş yavaş ittirilen bölüme gelinir.Daha 4 aylıkken “Acaba ek gıdaya başlasam mı? Acaba daha kilo alır mı? Acaba şu sebzeyi versem bir şey olur mu?” verme sevgili annem verme. Bir çocuğun en büyük hakkı annesini 6 ay dolu dolu sadece emmektir.( Tabi bebeğinin kilosu sınırdan aşağı olup ve emziremeyen anneler için gibi bu durumlar hariçlik gösterir.) Sen bunları düşünüyorken çocuğunun sindirim sistemi buna zaten hazır değildir.

Çocuk biraz daha büyür,tamam ek gıdaya da bir türlü geçti acaba ne zaman emekler? Eyvah! annelerin yeni korkusu bu olur.Yeni bir gelişim görevi 😀 “Filankinin çocuğu 7 aylık emeklemiş,benimki de emeklemeli. Falancının kızı 9 aylık yürümüş benimki de yürümeli “diye içi içini yer. Bir dur sevgili anne,dur. Sakin ol. Senin unutmaman gereken aslında tek şey vardır.Her çocuğun gelişimi kendine özgüdür. O gelişim içerisinde sen ne kadar çocuğu ittirirsen itir,gitmez, gidemez. Çünkü kendi içindeki görevini tamamlamayı,olgunlaşmayı bekler.

Uras 8 aylıkken tek başına daha yeni oturmaya başladı.10 aylığa kadar yerde hep sürünerek evde gezdi. 10 aylık oldu, ondan sonra emeklemeye başladı. Sonra tam yürüyebilmesi için aradan tam 5 ay daha geçti ve 15 aylıkken ayakları kendini hazır hissetti ve olgunlaştı  yürümeye başladı. Bu esnada hiç çekince içinde olmadım. Kıyaslama kesinlikle yapmadım . Zaten bir anne babanın çocuğuna yapacağı en büyük kötülüklerden biri kendi çocuğunu başkalarıyla kıyaslamak. Etrafımda yok muydu?  Arkadaşlarımın bir sürü çocuğu vardı daha erken emekleyen daha erken yürüyen . Ama biliyordum ki görevini tamamlayınca yürüyecek 🙂

Bu aynı şekilde ilerleyen zamanlarda diğer gelişim görevleri içinde geçerlidir. Konuşması,bir şeyler öğrenmesi ve ifade etmesi,ilerleyen hayatında okumayı yazmayı öğrenmesi… Bu uzar gider.

Benim anlatmak istediğim çocuğunu şu hayatta en iyi bilen kişi annedir. Çevrenizde “Aaaaa seninki daha konuşmuyor mu? Emeklemiyor mu? ” diye size vıdı vıdı edenlere daha güzel bir açıklama yapın diye aslında bu yazım. Bunlardan etkilenerek çocuğunuzu zorla ittirmeyin,hazır olmadığı kalıplara sokmayın. Siz sadece onu destekleyin,işte o zaman güven verici anne olursunuz,ittiren anne değil 🙂

Sende bu durumdaysan ve birazda olsa aklındakileri değiştirebilme imkanım olduysa ne mutlu bana ne mutlu sana sevgili annem.. <3

Bir başka yazıda görüşmek üzere..

Sevgiyle…