Yoğun Bir Haftamı Nasıl Planlıyorum?

Bir annenin günü nasıl geçer ?
Tüm günün yoğunluğu, yorgunluğunu çekmez mi?
Birde çalışıyorsa vay haline…

Ama vay haline diyerek yelkenleri suya indirmiyoruz.
Çünkü biz anneyiz,dünyadaki en güçlü varlıklarız ♥️
Haftanın 2 günü çalışan 5 günüde evin işleriyle geçiren bir anneyim. Ama bakınca inanın o 2 gün 5 günden daha az yoruluyorum😀
Sabah kalkıp Uras’ı okula götürüp geliyorum. Sonra eve gelip evdeki işlere koyuluyorum. İnanın bazen günlük ajandama bile sırayla işleri yazıyorum. Pazartesi şunlar,salı günü şunlar vs. vs. Diye.

Bazen hiç yerime oturmadan bir bakıyorum okula dönüş saati gelmiş ve koşa koşa okula gidip onu alıp eve dönüyorum.

Akşam olup yemek saati geldiğinde mutfaktaki en büyük yardımcım oğlumla tezgahın
başına geçiyoruz.


Zaten çocukları yemek saatine dahil etmekle en başta birlikte çok keyifli vakit geçiriyoruz.2.olarak matamatik bilgilerine çok büyük etkisi oluyor. Yemeğimizi yaptıktan sonra güzelce yiyip kenara çekiliyoruz. Oğluşla oyun,hikaye derken ,uyku vakti geliyor bile…
Hatta çoğu zaman babasına paslıyorum uykuda o arada dinlenmekte çok iyi geliyor.

Onu uyuttuktan sonra her kadın gibi benimde cildime bakım saatim geliyor.
Uyumakla bakım arasında gidip geliyorum. Hele ki 30 yaşına gelince cildine daha iyi bakmanın önemini kavrıyorsun 🙂
Çünkü Gün içerisinde gerek dışarıda gerek içerde havadaki nem,görünmeyen tozlar cildimize yapışıp kalıyor.
Yaklaşık 1 aydır FOREO’ nun LUNA2 yi kullanıyorum. Kullandığı T-Sonic™ teknolojisi ile yaşlanma etkilerini yavaşlatan çözümler getirmesinin yanında yüzünüzdeki lekeleri de en az görünür hâle getiriyor ama en güzelide ne biliyor musunuz cildinizi temizlemek için sadece 1 dakikanızı alıyor. Size biraz ondan bahsediyim çünkü o gün bugündür her akşam uyumadan önce ve sabah muhakak kullanıyorum.

Cilt yapınıza göre 4 rengi var. Benimki karma olduğu için mavi renk olanını aldım. Gün içerisinde yaptığımız makyajın kalıntılarını alıyor ve ölü cilt hücrelerini arındırıyor.

Peki günlük olarak cilt temizliğimi nasıl mı yapıyorum?

Öncelikle LUNA2 ye yüz temizleme jelimi sıkıyorum ve 1 dakika boyunca cildimin her bölgesini (göz çevresi hariç) yıkıyorum. Luna2 üzerinde – ve + var cildinize göre titireşimini düşürebilir ve arttırabilirsiniz. 1 dakika kadar yıkadıktan sonra duruluyorum. Ardından yüzüme nemlendiricimi nokta şeklinde sürüp LUNA2’nin diğer tarafıyla cildime kremi masaj yaparak yaydırıyorum. İşte bu kadar çabuk ve kolay.
Ayrıntılı incelemek isterseniz aşağıya link bırakıyorum:)

http://foreo.se/en81.

Her kadının sahip olması gereken ve uzun yıllar boyunca çantasından,seyahatte bile eksik etmemesi gereken bir ürün. Bu kadar güzel bir ürünle temizleyince giden zaman olsun diyorum,hiç üşenmiyorum ☺️

Ve sonra gün bitiyor,pili bitip şarj olmak için tekrar uykuya dalıyorum 🙂

TUVALET EĞİTİMİ

Tuvalet eğitimi

Uzun zamandır yazmak istediğim ve sizinde merakla beklediğiniz yazıyla karşınızdayım.
Hazır mısın sevgili anne sabrını kollarına alıp oyun oymaya? Bolca çamaşır,atlet,külot yıkamaya,tuvalete gitmek için binbir çeşit oyunlar kurmaya ,yavrunla saatlerce o kakasını yapmasını beklerken o müthiş kokuya 🙂
Şimdi bu yazım biraz uzun olacak ama kategori kategori ayıracağım için bir çırpıda okuyacaksınız. Umarım tüm cevaplarınızı bulabileceğiniz bi yazı olur.

1)TUVALET EĞİTİMİNE NE ZAMAN BAŞLAMALIYIM?
İnstagramda da bana gelen en çok sorulardan biri tuvalet eğitimine ne zaman başlamalıyım? Bende bunun tek cevabı var diyorum
“Çocuğunuz tuvalet ile ilgili tüm sinyalleri vermeye başladığı zaman başlayabilirsiniz”.
Uras ilk tuvaletinin farkında vardığı zaman,çişini tuvalete yapmak istediği zaman tam 27 aylıktı. Bir gün baktım gitmiş tuvalet kapağını kapamış üzerine tavuk gibi tünemiş. 🙂 “Tamam dedim bu hazır.” Hemen bir koşu gittim külot aldım,bezi direk attım ve çişi gelince “ Anne çiş” demesi gerektiğini söyledim.
1.gün 6-7 defa altına yaparak öyle böyle geçti.
2.gün götürdüğümde Tuvalete oturttum ve kaydığı için sallandı korktu yapmadı.
3.gün tuvalete giderken ağladı ve finish eğitim bitmiştir dedim.
Şimdi bu saatten sonra böyle davranan bir çocuğu tuvalet için zorlamının ne sana nede yavruna yararı var. Hatta bu süreçle uğraşmak seni ve bebeğini yıpratmaktan başka hiçbir şey yapmaz.
Çocuğunuzunun bu belirtileri 18. aydada başlayabilir .Çünkü bizim Freud kuramcımız der ki 1-3 yaş Anal Dönemdir. Dönemin en çok öne çıkan durumu “tutma ve bırakmak” eylemidir. Tabi hazır olduğu vakit.
Bazı çocuklar 18.ayda bu eylemi gerçekleştirmek için hem fiziken kasları itibariyle hemde psikolojik olarak hazırdırlar. Denersin bakarsın ve evet yapıyor tamam dersin biz eğitimi tamamladık.
Fakat bazı çocuklar vardır ki 40.ayı bile bulabilir.Bu gayet normal bir süreçtir.Her çocuğun gelişimi birbirinden farklıdır. Öncelikle annelerin bunun farkında olmaları gerekiyor. Sırf komşu teyze,görümce,teyze kızı söyledi diye onların söylemleriyle çocuğunu tuvalete alıştırmak çocuğuna zarar vermekten başka hiçbir şey yapmaz.

2) ÇOCUĞUMUN TUVALETE HAZIR OLDUĞUNU NASIL HİSSEDERİM?
Çocuğun gelişiminde tam 5 gelişim aşaması vardır. Fiziksel,sosyal,dil,zihinsel,özbakımı olarak 5e ayrılır.
Sizin çocuğunuz fiziksel olarak iç organlarıyla kaslarını tutabilecek düzeye gelmesi gerekir.Çişini tutup bırakma tam olarak fiizksel gelişimiyle ilgilidir.
Dil gelişimi açısından en azından “Çiş geldi,kaka geldi,var” gibi kelimeleri söyleyebilecek düzeyde olması gerekir.
Zihinsel olarak tuvalet eğitiminin fakında olması gerekiyor. Öz bakım olarak ise kendi külodunu indirip kaldırabilecek küçük kasları buna müsaade edecek düzeyde olması gerekiyor (Bu 2 yaş öncesi çokta görülmeyebilir ama bireysel farlılıkları göz önüne alırsak çocuktan çocuğa değişebilir)

3)BİZ TUVALET EĞİTİME NASIL BAŞLADIK?
27 aylıkta tuvalet ile ilgili bir algı zaten olşturmuştuk. Çocuğumu tek bakan anne olduğum için evde tuvalete gittiğim zaman sürekli yanımda o da geliyordu. Orada zaman zaman anlatıyordum.Çişimiz ,kakamız geldiği zamanlar tuvalete yapmamız gerektiğini.
Bebeklerin altındaki bezlere yaptğını,abi olanların tuvalete yapması gerektiğini anlattım.
36 aylık olduk.Yaşımızı doldurmuştuk bir gün sabahleyin okula giderken tam kapıda “Anne çiş” dedi. “Eyvah” dedim içimden ,altında da bezi vardı.
O anda “Sen şimdilik bezine yapabilirsin annecim,okuldan döndüğümüzde söz bezini çıkarıcağız tuvalete yapacağız artık”.“dedim.
Okulla da görüşerek bu sürece başlayacağımızı anlattım.O gece eve geldik bezi çıkartıp 15 dakika da bir sormaya başladım. Ona çokta bunu rahatsız edecek şekilde sormadım. Ufak ufak zamanı arttırdım. Ertesi gün evdeydik ve sabah kalktık önce çişe gidip çişimizi yapmamız gerektiğini söyledim. Ardından yine yarım satte bir sordum.Özellikle sıvı içtikten sonra yapın bunu.Baktım 2.gün tam 6 saat çişini tutmuştu. “Tamam dedim oldu bu iş” 🙂
Zaman zaman kaçırdığı oldu tabiki bu çok çok normal,böyle bir durumda olsun diyerek geçiştirin. Bu kaçırma süreci günden güne azalacak ve hiç kaçırmamaya başlayacak.

4)ÇİŞE ALIŞTI PEKİ YA KAKA?
İşte sanırım benim sabrımın zorlandığı,yoklandığı,sinirlerimin tepesinde cirit atıp halay çektiği konu J
Neden böyle söylüyorum çünkü kaka durumu sizin zannettiğiniz kadar kolay bir şey değil.Çünkü çocuklar kakayı kendilerinden bir parça olarak görüyorlar ve düşünsenize bu parçayı her gün kendinizden düşürdüğünüzü..
Bu yüzden kaka eğitiminde çok dikkatli davranmak gerekiyor.
Freud ünlü kuramcı derki tuvalet eğitiminde baskıcı bir tutum sergilerseniz eğer çocuğunuz cimri,savurgan,inatçı bir birey olabilir.
Sizin şimdiden takındığınız tavır çocuğunuzun tüm hayatını etkiler.
Tabi çok gevşekte olunmamlıdır.Bu sefer çocuk vurdumduymaz,boşveren,dağınık,düzensiz gibi kişilik durumları ortaya çıkabilir.
O ara dengeyi kurmak için işte sabrınızla oyun oynuyorsunuz.Sinirlerinizle halay çekiyorsunuz 🙂
Ben bezi bir çıkardım ve birdaha takmadım.Kakasını altına yapsa bile beze değil küloduna yaptı. Oturarak yapmaktan ilk başlara hiç hoşlanmadı.Çünkü poposuna değern bir şey vardı. Ben gittim 1,5 ay sonra lazımlık aldım en azından buna daha rahat oturur ve yapar diye. Sürekli teşvik ettim ama yok yine oturup yapmadı. Bu süreçte kabız oldu. O da kakaya alıştırmanın bağırsağa verdiğimiz ceza .Çocuk çünkü kakası geldiği halde bırakmaya korkuyor ve geri kaçıyor.
Bende banyoya götürerek altına rahatça yapmasını bekledim ve sonra 2.aşamaya geçtim. Bu sefer altını çıkarıp duşa soktum ve kakasını ayakta lazımlığa yapmasını bekledim.
Kakasını bu şekilde yapmaya başladı .Başlarda midesi bulandı ve kusacak gibi oldu. Ama bunlar gayet normal. Sonra onları saydık kaç tane olduğunu,yılana benzettik,tırtıla benzettik. Biliyorum okurken şaunda gülebilirsiniz ama J başka yol yok inanın.
Sonra kakasını yaparken yava yavaş bacaklarına değdirerek kakasını yapmasını istedim ve böylece şimdi bazen oturarak bazende aykata yapmaya alıştı ve eğitimi tamamladık.

Şunu da söylemeden geçemeyeceğim 6 ay ve sonrası hala çoccuğunuzla dışkı bırakma sorunu yaşıyorsanız bir pedegoga danışarak sürecinizi kolaylaştırabilirsiniz.

5)TUVALETE ALIŞTIRINCA BİRDAHA BEZ TAKMALI MIYIM?
Tuvalete alıştırınca tüm bebek bezlerini alıp çöpe atın arkadaşlar veya çocuğunuzla o bezleri güzelce paketleyin bir bebeğe hediye edin. Bu çocukta “Ben büyüdüm artık tuvalete yapıyorum” algısını oluşturur.Çokta iyi olur.
Aksi takdirde tekrar bez bağladığınızda bu çocuğunuzda tuvalet eğitiminde geri gitmeye sebep olur.

6)GECE BEZ BAĞLAMALI MIYIM?
Bir önemli konu daha gece bez bağlanır mı? Gündüz uyanıkken çocuğumuza müdahele edebiliyoruz ama peki ya gece? Ben şu şekilde yaptım.
Daha ilk gece uyumasını bekledim ve uyuduktan sonra altına bez bağladım. Yaklaşık
8-10 gün sürdü.Ama her gecenin sabahı baktım ki bez kupkuru. Gece de tutabildiği için öyle sevindim ki…Sabahları o farketmeden eşofmanıyla birlite onu çıkardım hiç anlamadı. Bir daha hiç gece bezlemedim. Sabah kalınca ilk işimiz tuvalete gitmek oluyor.
Gece çişe kaldıran bir çok anne de var fakat benm oğlum gece uykusu bölünmesini hiç sevmiyor ve çok ağlıyor.Bu süreçte ne onu ağlattım nede gece aklım onda kaldı. Bu şekilde atlattık.

7)TUVALET EĞİTİMİNE GEÇİŞTE HANGİ EŞYALARI ALIP HAZIRLIK YAPMALIYIM?
——>Yatak alezi
İlk tuvalet eğitiminde almanız gereken en önemli eşya yatak alezi.
Gece veya gündüz olurda kaçırırsa yatağı koruması gerekiyor. İyi bir marka tercihiniz olsun.Piyasada çünkü çok alez var ve su geçirmez yazıp geçiren çok.
——>Külot ve atlet
En çokta şu ikiliye ihtiyacınız çok oluyor.Külot alırkende çok iyi olanlardan almayın.Başlarda küloduna çok kaka yapacağı için ben çok külot attım,temizlemeden.
Pazardan bile alabilirsiniz. Tamamıyle eğitimi bitirdikten sonra iyi külotlara geçiş yapabilirsiniz.
Alırkenden çoğunlukla boxer alın.
Sebebinide şöyle söyliyim çocuk cinsel organını merak ettiği için incelemeye başvuruyor. Külotta yanlardan ulaşması çok kolay oluyor fakat boxerda bu daha zor.
Çocuğun cinsel organıyla merakını giderirkende sorduğu sorulara net cevap verip eline başka bir oyuncak vereke dikkatini dağıtmaya çalışın o anda.
Bunlar gayet normal süreçler.Her çocuk sorar 🙂

8)TUVALET EĞİTİMİNDE HANGİ TUVALET APARATLARINI KULLANMALIYIM?

1 numaralı tuvalet aparatı.
Kare veya yuvarlak klozet olsun hiç önemli değil. Uyumlu ve en güzeli çocuk üzerindeyken kesinlikle kayma yapmıyor.

2 numaralı Potette portatif lazımlık.
Bunu çantaya atıyorsunuz,yolda avm de her yerde tuvalet yapmak için harika bir aparat.

Avm de olduğumuz zaman açıp klozet üzerine koyuyorum fakat oldu da dışarıda tuvaleti geliyor ayaklarını açıp içine poşet koyuyorum o şekilde yapıyor. Çocuğum tuvaLetini nerede yapacak derdine girmiyorsun.

3 numaralı ise lazımlık.
Bizim klozetlerle aynı şekilde tasarlanmış.Sadece plastiği.
Bunu hemen almadım yaklaşık 1,5 ayı geçtik baktım ki kaka durumu hala zorlanıyor rahat yapabilmesi için lazımlığı aldım. Çünkü uzmanlar lazımlığa alışan çocukların klozete geçişte hep sorun yaşadığınma dair yazıyor.

9)ÇOCUĞUMA VE KENDİME HANGİ KİTAPLARI OKUMALIYIM?

Şu “Lazımlık”kitabının dili olsada konuşsa.O kadar okuduk ki..Çünkü içindeki kahramanlar yaşanılan olaylar örgüsü hem komik hem de çok güzel.

Günde 3-4 defa okuduğumu bilirim. Meğer benim oğluş tuvalet eğitimine hazırlanyormuşta haberim yokmuş 🙂

“Minik Elif’in Tuvalet Eğitimi” kitabıda çok güzel. Elif’in nasıl tuvalete hazırlnadığını anlatıyor.

“Kaka Hakkında Bildiğim Her Şey “ ise bok böceğinden file kadar her canlının kaka yaptığını anlatıyor. Görsel olarak kakayıda gördüğü için her canlıda çok iyi oldu.

Ebeveyn için önereceğim tek kitap var “Anne! Tuvaletim geldi” . Ben sadece bunu okudum ve çok beğendim. Zaman zaman rahatlamak için hep şu cümle geldi aklıma kitaptan “Çocuklarda tuvalet eğitimi 3-6 arası tamamlanır” Ki gerçektende öyle.

Umarım tuvalete alıştıracak olan annelere bir yönerge olmuştur yazım. Yorum yaparsanız tek tek okuyup dönmeye calısıcağım .

Bitirmeden tekrar söyleyeyim : “Sizin tanıdığınız kadar hiçbir kişi çocuğunuzu tanıyamaz o yüzden çocuğunuz hazır olduğunda tuvalet eğitimine başlayın,çevrenizdekiler istediğinde değil “.

Kocaman sevgiyle kalın 🙂 💕

Uyku Eğitimi

Şimdi bu yazacaklarım aslında benim içinde oğlum içinde bir mucize niteliğinde. Ne zamandır şu yazıyı yazmak için sabırsızlanıyordum sadece biraz uyku düzenimizin oturmasını bekledim.
Her annenin hayalidir değil mi oğlunun pışpışlayarak uyutması hatta daha da güzeli kendi kendine uyuması.
Evet bu benimde hayalimdi. Ne deriz hep çocuğumuz olmadan önce “Aaaa hayatta ayağımda sallamayacağım , yok yok alışmasın.” 🙂 Tabi bu bir sadece anne atasözüdür. Dilimiz söyler ama ayaklarımız tam tersini yapar. Benimde tabi ki böyle düşüncem vardı.Ama kolik sağ olsun bu düşüncemi yerle bir etti. 3 ay dolu dolu bağırsakta gaz problemi çektik ve kolik geçirenler bilir çocuk hareket halinde sallanınca bu onu rahatlatır. O 3 ay kollarım oğluma asansör görevi gördü .Onu rahatlatmak için bir aşağı bir yukarı asansör yaptım durdum ve ister istemez bu uykuya geçmişine de bulaştı. Aylar geçiyor ve oğlum büyümeye devam ediyordu.
Ara ara aklımı kurcalayan uyku eğitimi vermek hep geçiyor. İnternette araştırdım, çevreme sordum kendi çapımda bir şeyler yapmaya çalıştım ama o hep beni yendi. Hep sallanarak uyumak istedi.
Çok iyi hatırlıyorum 18 aylıktı. Annemlere gitmiştim ve internette okuduğum bebek ve anne cenin pozisyonuna geçip o şekilde uyku eğitimi verme yöntemi vardı. Denedim. Öyle uykusu var ki sallasam ilk dakikada daha uyuyacak ama yaklaşık 40 dakika hep ağladı o ağladıkça ben çırpındım içimde. Babam artık içerden dayanamadı ve geldi dedi ki “Kızım yeter ağlatma çocuğu salla, dayanamıyorum ağlamasına yazık” dedi.
Ve bende çok iyi biliyordum ki çocukta ağlayarak verilen uyku eğitimi belli travmalara sebep olabiliyormuş. Ben bir daha bunu denemeye cesaret edemedim.
Birde deneyenler olmuştur Tracy Hogg “yatır-kaldır” metodu var. Bu yöntem genelde 4-8ay arası bebeklere verilebiliyor. Daha da küçüktü bunu da denedim ama hiç alışacak gibi değildi. Battı balık yan gider dedim ve 33 aylığa kadar ayaklarımda sallayarak getirdim.
Sallayarak ama artık sallarken ayak parmaklarım uyuşur derecesine geliyordu. Bileklerim ve bacaklarımı hiç sormayın. Çünkü 15 kg çocuk ve yerine yatırana kadar ayaklarımda geçen süre en az 40 dakika…
Kafamda deli sorular “Nasıl alıştıracağım? Ne yapacağım? Ya yine reddederse?”…

Bir etkinlikte sevgili Lesli hanım (uyku danışmanı) ile karşılaştım ve sonra ona telefonla ulaştım. Yarım saat kadar telefonda görüşmemiz oldu ama bana o kadar güzel tüyolar verdi ki… Derdimi anlattım. Kaç aylık olduğunu, nasıl uyuduğunu, bize sallamanın nerden miras kaldığını anlattım.
Ve bana şunları söyledi; Uras’ın artık büyüdüğünü ,zıtlaşma değil anlaşma yoluyla ayakta sallamamaya alıştırmayı, bacaklarınızın ağardığını, onun büyüdüğünü, bebeklerin sallanarak uyuduğunu, eğer uyursa ona ödüllendirmeler, sürprizler yapmamı anlattı.
Bana zaten bunlar yetti.
Şimdi sıra bendeydi. Yaparım gücünü sağ olsun Lesli hanım beni cesaretlendirerek verdi.O gece de salladım ama ertesi sabah öğle uykusuna geçmeden önce ben Uras’ı işlemeye başladım.
Kucağıma aldım ve dedim ki” Bak annecim ben seni artık ayaklarımda sallayamıyorum çünkü bacaklarım çok ağrıyor” dedim. Hatta “Bak dokun” dedim.
O dokundukça “Oooof!” dedim. Hatta komik söyledim,oyunlaştırdık birlikte güldük.
“Sen artık büyüdün artık abi uyuyuşuna geçmemiz gerek” dedim “Heeee..” dedi 🙂
Bu “Abi uyuyuşu” cümlesi ona cesaret verdi.
“Sen şimdi yat ben senin sırtını açacağım gıdı gıdı yapacağım ,istersen göbeğini de yaparım” dedim.
Başta direndi tabi ki “piiişşş… pişşşş… ” dedi yani salla anne diyor. “Yok olmaz annecim” dedim “Sen abi uyuyuşunu yaparsan bak sana uyandığında çok güzel sürprizim var” dedim.
Telefondan ninni müziği açtım ,sırtını ,göbeğini sevdim, başını okşadım, pıış pışş dedim tam uykuya dalması 1 saat sürdü. O uyudu tabi ben şaşkın zıplayarak içeri anneme gittim.” Uyudu anne uyudu ” diyorum anneme 🙂
Hatta instagram da hikayemde paylaşmıştım 20.08.2018 ilk defa sallanmada uyudu. Bu bir süreç inşallah daha da erken uyuyacak” demiştim.
Uyandığında ona hediye ile karşıladım. “Aferin sana oğlum Abi uyuyuşunu yaptığın için işte sürprizin” dedim. Sonra dedi anneannesi hepimiz onu alkışladık.
Sonra hemen telefona sarıldım. Lesli hanıma gündüz uykusunu sallamadan uyuduğunu söyleyince, sakın bir daha ayağa geçmememi artık bu şekilde devam etmemi söyledi.
1.günün gecesi yine aynı şeyleri yaşadık. Hatta mızıldandı, ağladı ama mızıltı ağlaması sesimi hep fısıltı sesiyle konuştum. Saçını okşayarak masal anlattım. Hatta pamuk prensesten girdim pinokyo oyuncağından çıktım.:) Aaa birde baktım uyudu.
2.gün öğlen ve akşam yine aynı şeyleri yaşadık ama her uyku sonra sürpriz yaptım. Bu çok hoşuna gitti.
Çocukta kalıplaşmış bir davranışı kırmak için sürekli pekiştireç vermek çok iyi bir yöntem oluyor.3.gün yine aynı şeyleri yaşadık ama ilk güne göre hafifledi.
4.gün babası bizi almaya geliyordu ona araba alıp getirdi ve verirken
-Abi uyuyuşu yaptığın için aferin oğluma sana bu yüzden araba aldım dedi.
ve bizde artık oturdu. Çok şükür diyorum .
Şu anda gündüz 30-35 dakikada gece 50-55 dak. uykuya geçiyor. Bu süre zamanla azalacak. Gündüz yanında uzanıyorum. Gece babası yanına uzanıyor ben başında oluyorum. Zaten ayakta sallarken de illa babasının elini tutarak uyurdu. Hikaye okuyoruz, etraftaki arabaları bile uyutuyoruz hatta babası dayanamayıp sızıyor :)Su istiyor. Nazar oku diyor. Uras yine bana kalıyor ama böyle uyutmak harika bir duyguymuş. Normalde Uras uyurken ten temasını sevmez, ayağı ,kolu, bacağı bana dokunsa bebekliğinden beri uyanır. Şimdi yanında baba veya bende olsam dokunsa da uykuya dalabiliyor.
ilerleyen zamanda yavaş yavaş bu destekleri de kesip kendi kendine uyumasını sağlayacağız. Ama bunu başardık ya gerisi gelir.

“Alıştırmak zor mu?” diyeceksiniz belki içinizden. Evet hemde çok zor sanki memeyi bıraktırma durumlarını yeniden yaşar gibi oldum ama zafer hem oğlumun hem de benimdir.
İçimdeki cesareti bana yansıtıp, yol gösteren Lesli hanıma teşekkür borçluyum. Bu 33 aylık olmuş oğlumun uyku eğitimiydi. Her çocuk farklı ,ayları farklı. Bu yüzden ayına uygun uyku eğitimi vermenizi öneririm, tıpkı bizim yaptığımız gibi.
İnstagram da mesaj kutum sayısızca uyku mesajlarıyla doluydu. Bu yazıyı bekleyenler vardı. Umarım sizde cesareti bu yazıda bulursunuz.
Sevgiyle kalın… 🙂

Çocuğumu anaokuluna ne zaman göndermeliyim?


Sizin de kafanızı kurcalıyor değil mi? Acaba çocuğumu anaokuluna ne zaman göndermeliyim diye. Her kafadan başka bir ses çıkar. Konu komşudan,akrabalardan,anneanneden,babaanneden,dedelerden,arkadaşlarından…Kime inanacağını şaşırırsın. Ama bence her anne çocuğunu iyi tanır. Bu yüzden kaç aylıkken gitmesi gerektiğini en yakın annesi bilir.

Ne zaman göndermeliyim?
Uras tam 33 aylık. Aralık 4 itibariyle tam 36 aylık (3 yaş) olacak.
14 aylıktan bu yana da anneannesi baktı.Haftanın 2 günü çalıştığım için 5 gün üst üste hiç ayrı kalmadık. Fakat artık ben okul zamanının geldiğini düşünüyorum. Uzmanlar çocukların ilk defa okula başlayacaklarsa yarım gün (Alıştırma Süreci) olarak verilmesi gerektiğini söylüyorlar. Ben tam zamanlı çalışacağım için bu mümkün değil ama haftanın 3 günü vermeye karar verdim. 2 gün veremezdim bu sefer okula alışma sürecimiz daha da zor geçeceğini biliyorum.

Nasıl bir okula vermeliyiz? Okulun Fiziki durumu nasıl olmalı?
Öncelikle çevrenizde size en yakın okulların taramasını yapın. Çevrenizden giden arkadaşlarınız varsa onlara danışın. İnternette google amcaya sorun ve hem yakın hem de iyi bir okula karar verin. Arabayla en fazla 10 dakika uzaklıkta olsun. Yürüyerek en güzeli de bende araba ile götüreceğim 🙂 Servis olayını zaten hiç düşünmedim onun için daha küçük olduğunu düşünüyorum.
Okula gidin ve öncelikle müdürü ile görüşün aklınızdakileri tek tek sorun. Tüm okulu ,tuvaleteleri, sınıfları, mutfağı,bahçesini gezin ve hayal ettiğiniz gibimi bir karşılaştırma yapın. Okulun merdivensiz, tek katlı olmasına dikkat edin.
Sınıfların kaçar kişilik guruplardan oluşturduklarını sorun.
Sınıfların aydınlık, ferah olmasına, her çocuğa düşen oyun alanının geniş olmasına dikkat edin.
Ayrıca okulun çok büyük olmamasına dikkat edin. Çocuğunuzu ilk defa bir anaokuluna vereceksiniz büyük bir anaokulunda kendilerini güvende hissetmeyebilirler. Kaybolacağım sıkıntısına sık sık düşebilirler. Bu yüzden daha küçük bir anaokuluna verin.

Eğitim sistemi nasıl olmalı?

Biliyor musunuz aslında 3 yaşta buna pek giremiyorum. Çünkü 3 yaş çocuğu daha oyun çocuğu gurubudur. Hala ben merkezlikten çıkmayan çocuklukla doludur. Ben çocuğumu okula gönderiyorsam elbet bir şey öğrensin diye gönderiyorum ama öğrenmeden kastım renk, sayı, ingilizce kelime değil öncelikle mutlu olması, arkadaşlarıyla kaynaşması, okuluna severek koşa koşa gitmesi…Özgüveninin yerine gelip kendi kendine bir şeyler yapması.
Benim için bu yıl bu kriterler önemli.Bu okulumuzda da haftalık etkinlikler annelere eve gönderilecek. Ebeveyn olarak takibini o şekilde yapacağız.

Öğretmen faktörüde çok önemli elbette.
Biliyorsunuz bende bir anasınıfı öğretmeniyim ama özel günler hariç şıkıdım elbise giyip, topuklularla okula gitmemişimdir. Anasınıfı öğretmeni çocuğun seviyesine inebilen, yeri geldiğinde yerde yuvarlanabilen, boynuna küçük kollarıyla hooop diye öğrencisi birden sarıldığında onunla yere düşebilen kişi anasınıfı öğretmenidir. Çocukla bağlantısını çok iyi kurmalı ve çocuklara gerçekten onları sevdiğini hissettirmelidir. İşte o zaman çocuk okula koşa koşa gidiyor.

Tuvalet alışkanlığı kazanmadan verecekler ne yapmalı?
Ben bunu da sordum. Okulda çocuğun altını öğretmenin aldığını eğer tuvalet eğitimine geçersek okula bildirerek çocuğa her yarım saatte bir tuvaletini sorarak onunda eğitimin verdiklerini söylediler. Zaten ben model olma yoluyla tuvalet işinin bir an önce aşacağımızı düşünüyorum.

Yemek yeme-yedirme nasıl olmalı?
3 yaş çocuğuna artık kendi kendine rahat bir şekilde yemeklerini yiyebilir diyebiliriz. Ne yedikleri de önemli.
Çocuğunuzun besin alerjeni ise bunu mutlaka okula bildirmeniz gerekiyor. Bazı okullarda duydum ki hamur işi ağırlıklı beslenme çokmuş. Buna da dikkat edin derim. Besin öğelerinin eşit şekilde dağıtılması gerekiyor. Ve çocuğunuzun o gün ne yedi yemedi tablosu içimizi bir nebze rahatlatıyor. Bu çok güzel bir uygulama sizde okulunuza muhakkak sorun.

Uyku saatleri var mı? Uyuması için zorlanıyorlar mı?
Biz 3 yaşa artık gidiyoruz ama hala gündüz uykusunu yapmazsak olmuyor. Gündüz uyumadığı da oluyor ama akşamı hem kendine hem de bize çok sorun çıkarıyor. Gündüz uykusu cila uykusu diyorum ben. Okulda koşacaklar, oynayacaklar ve yorulacaklar. Uykuya ihtiyaç duyacaklar. Çocukların uyumaları için zorlanmamasını, uykusu olmayan çocuğun yatağında dinlenme saati olarak geçirmeleri taraftarıyım. Kİ verdiğim okulda böyle.
Uras’ta hala ayakta sallanarak uyuma durumumuz vardı çok şükür okula başlayacak diye artık kendi kendine uyumasını alıştırdım.
Bu hafta burada onu da yayımlayacağım.

Ve şunu unutmayın ilk günler hem veli hem öğretmen hem de çocuklar için çok zor geçer. Bazı çocuk 2 günde bazı çocuk 1 ayda alışıyor. Yapmanız gereken sizin ebeveyn olarak kararlı olmanız. Sürekli motive edici olmanız. Hatta gerekirse ödüllendirmeniz. Zamanla yavaş yavaş sizde göreceksiniz ki alışacaktır.

Ben bir okul öncesi öğretmeniyim ve çocuğumu anaokuluna teslim edeceğim. Çok ince eleyip sık dokusaydım inanın hiç bir okula veremezdim. Armudun çöpü, üzümün sapı diye diye… Lütfen sizde biraz rahat olun. Yukarıdaki kriterler bir çocuğu anaokuluna vermek için en gerekli bilgiler. En önemlisi arayacağınız okul size güven vermeli. Bu güveni aldıysanız ve çocuğum yapar diyorsanız bence hiç düşünmeyin.

Umarım anaokulu arayan ebevynlerin kafalarında oluşan soru işaretlerini cevaplayabilmişimdir.
Başka bir yazıda tekrar görüşmek üzere…
Sevgiyle kalın 🙂

Doğum Göbeğim Nasıl Gitti?

Şu resimde 2 aylık anneyim.
60kg ile hamile kaldım 78kg ile doğuma gittim tam 18kg 😀
Eyvah! diyorum bir taraftan nasıl vereceğim bu kiloları?🙈
Anneliğimde diyorki “Amaaaan boşver bunlar en tatlı kilo,onun için alınan kilo,elbet verilir”.
Birde normal beklediğim doğumum sürpriz sezaryen olunca alın birde burdan yakın😄
Ameliyattan çıkınca 7kg doğumda gitti zaten.
Sezaryen doğumda biliyorsunuz göbeğimiz normal doğumlu olan annelere göre daha geç içine çekilip rahimin kendini toparlaması daha yavaştır.
Öncelikle 1 hafta olduktan sonra kendime çok sıkmayan normal bir korse aldım. (İç çamaşır gibi olanlardan)
Baktım hem rahat ediyorum yatıp kalkarken hemde göbeğim toparlanıyor.
Günden güne o bollaştı daha darını gittim aldım,yine göbeğimi sıktı.
O şekilde biraz toparlanmış oldu.
İlk 6 ay hiç bir şey yapmadım.
Bol bol emzirdim zaten emzirirken ayrı bir kalori yakıyoruz biliyorsunuz.
Bol bol sıvı içtim. En başta su ve anne sütü yapan çaylar,ısırgan otu çayları… Bu sırada gazlı kolik bir bebeğim olduğu için zaten gaz yapan yiyeceklerden uzak durdum.
Makarna,pilav,börek,poğça bunlara gömülmedim.
Sabah normal kahvaltımı edip,öğle yemeğimi yiyip akşamıda çorbamı yemeğimi yedim.
Şerbetli tatlıda öyle yemedim sütlü tatlı yersem yerdim zaten sonrasında iyi süt yapardı👍🏻☺️
Göbeğimin gitmesi için ilk 6 ay hiç bir çaba sarfetmedim açıkçası.
Öyle böyle o 6 ayda benden 6kg daha gitti.
Kaldı 5kg Aylardan Haziran baktım giydiğim tshitlerden göbeğim ve çevresinde yağlar rahatsız etmeye başladı 😀
Tamam dedim Gülşah artık harekete geçme zamanı.
👉🏻Hayatıma alkali su denen limonlu suyu soktum.
İçine metabolizmayı hızlandırmasını isterseniz maydanoz,nane,salatalıkta atabilirsiniz.
👉🏻Su tüketimimi dahada arttırdım 1,5 günde 5L içtiğim oluyordu.
👉🏻Bu alkali su göbek çevresindeki yağları eritmek için mucize gibi bir şey.. Çok yararı oldu bana. Hala daha kilo alsam alkali suya sarılırım 😃
👉🏻Tabi birde egzersizde çok önemli👍🏻
👉🏻Uras’ı karşıma aldm,youtubedan açtım göbek eritme,karın kaslarını çalıştırma egzersizlerini bi 20-25 gün 40 dakika kadar çalıştım.
👉🏻Yavaş yavaş o yağlar erimeye başladı ve incelmeye başladım. Onlarda o şekilde gitti ve eylül gibi kendi kiloma nerdeyse döndüm.
Aslında şunuda söylemeden geçemeyeceğim.
Herkesin bir yapısı var .Kimi hızlı kimi yavaş kilo alıp veriyor.
Ben normalde zor alırım zamanla ancak veririm.
Ve genetik yapıda çok önemli.Anneme çekmişim ,yapı gereği hemen kilo alan insanlar değiliz.
Ben hamileliğimde sadece bel bölgem kilolandı. Bacaklarım hep zayıftı.
Bundan dolayıda kolay verdiğimi düşünüyorum.

Siz siz olun hamilelikte kilo aldım diye karaları bağlamayın. Onlar en tatlı kilo,bir anneye yakışan en tatlı yağlar 😄
Yavrularımız sağlıklı olsunlarda elbet kilo alınırda verilirde..
Haydi Sağlıcakla kalın 💕💕

Bir Delikli Uykudur Annelik

Uras şu fotoğrafta 5-6 günlük. Bu fotoğrafı öyle içten öyle güzel buluyorum ki…O ağzını açmış meme arıyor, ben onu kollarımda tutmuş içime sokasım geliyor. Bunlar hissettiğim en güzel duygular.
Birde anneliğimizin öbür tarafı var. Uykusuzluk gibi mesela… Yıllarca uykuya hasret kalmak gibi mesela 😀
Fotoğrafı birde şöyle ele alalım; Gözlerim uykusuzluktan küçülmüş, acıyor.
Acaba bugün gazdan kaç saat ağlayacak? Acaba bugün ne kadar uyuyacak? Acaba bugün ben kaç saat uyuyacağım 🙂 gibi kafamda deli sorular..

Hamile kaldığımız zaman bize en çok söylenen kelime nedir? Tabi ki herkes gibi bana da söylenen “Valla kıymetini iyi bil bugünlerin, şimdi içinde o uyuyorken sende bol bol uyu. Bu günlerin tadını çıkar. Yoksa bir daha uyuyamayacaksın. “arkasından bir kahkaha patlatırlar…:)
Hiç hamilelik psikolojisini bilmiyor bunlar. Bende dinledim bu sefer. Uyudum uyudum uyudum.
Gece daha rahat uyumak için hamile yastığı aldım. Doğunca emzirme yastığı olarak kullandım. Hem belime hem de karnıma kadar uzandığı için çok iyi destekledi. 6.aydan sonra daha da karnımız büyüdüğü için sağa sola dönmek zorlaşıyor. Ama hamile yastığını kesinlikle herkese öneriyorum.
Uras gece yattığımda uyuturdu. Öyle kıpır kıpır değildi. Birde klasik müzik dinletip uyuyorduk. Etkisi olduğunu düşünüyorum.
Kendi kendime dedim ki “Oh! Ne güzel. Herhalde geceleri uyuyacak” bir ümitti benimki sadece.. 😀

Ve doğdu geldi. Hazırlıklıydım uyumamaya annelik iç güdülerimle ama bu kadar gazdan ağlayıp gece ve gündüzleri uyumayacağını hiç hesaba katmamıştım.
Zaten emziren bir anneydim. Her gece başımı yastığa koyduğumda acaba bu gece kaç defa kalkacağım diye hesap ederdim kendi kendime.
Emziren anne olunca gece 6-7 defa kalkıyorsa 3ünde meme veriyordum. Diğerlerinde daha yeni emzirdim seni oğlum deyip pışpışlıyordum. 🙂
Yanındayım anneciğim desteği veriyordum ama bende bölüyordum uykusunu..
Çocuk böylelikle gece uykularını bölük pörçük geçiriyor. Haliyle biz annelerde… Bu yüzden çocuklar uykuya geçişi bir türlü öğrenemiyorlar.
O yüzden uykuya geçişi siz annelerde öğretmeniz için bir yol var; O da her mızırdandığında pışpışlamaya başvurmamak, meme vermemek..
Başına gidip sessizce beklemek. Bırakın bakalım belki kendi 1 dakika içinde uykuya dalıp uyuyacaktır. Ağlama şiddetlendiğinde tabi ki hemen devreye girin.

Anneler tarafından bana en çok sorulan sorulardan bazıları;
“Biz ne zaman uyuyacağız? Ne zaman geceleri çocuğum uyanmayacak? Acaba tok tutan mama yapsam yine kalkar mı?”
Özellikle meme emen bebek anneleri için söylüyorum. Siz memeyi bıraktırana kadar evet çocuğunuz kalkmaya devam edecek.
21 aylıktı oğlumu sütten kestim ve Uras yaklaşık 2-3 ay içinde geceleri kalkmamaya başladı. Artık ya 1 kere kalkıyor yada hiç kalkmıyor.
Hatta bazen uyanıp gidip kontrol ediyordum. Hayır olsun bu akşam kalkmadı diye… 😀

Ama yazımı bitirmeden şunu söyleyeyim o günler bir daha geri gelmiyor. O yüzden uyuyamasanız bile iyi yönünden bakın elbet uyuyacaksınız.
Annelik bir delikli uyku ama aslında şu hayatta ayakta uyutan en tatlı varlık… 🙂
Uyuyamayan annelere kendilerini umarım biraz daha rahat hissettirmişimdir. Hislerine tercüman olmuşumdur.

Sevgiyle kalın.. 🙂 Görüşmek üzere…

1 Yaş Üstü Bebek Beslenmesi

🔹Merhabalar…
1 yaştan sonra bebeklerinizi nasıl besliyorsunuz?
🔹1 yaş üstü anneler burdaysa beslenme konusunda kafalarındaki karışıklıkları biraz düZeltmeye geldim 😊
🔹Çocuğunuz ek gıda sürecine girerek 6.ayını bitirdi.
7-8-9-10-11-12 ayları geçerek bunlarıda geçerek hepsini tamamladı.
Yemekler,aralar,analar çoğaldı. 😀
Aslında bu daha hengame değil mi?
🔹Nasıl besleyeceğim neye göre besleyeceğim derseniz size şöyle anlatıyım.
🔹Benimde aynı sizler gibi kafamda soru işareti oluştu ve doktoruma sorduğumda bana dediği “3 ana 3 ara öğün şeklinde beslenmesi yeterli gelecek” demişti.
🔹Örneğin :
🔸Sabah: Kahvaltı
Sabah ara : yoğurt veya meyveli yoğurt
🔸Öğle : Çorba bazen makarna vs.
Öğle ara : mevsim meyvesi veya havuç,salatalık(mevsimiyse)
kuruyemiş (kayısı,kuru üzüm,ceviz)
🔸Akşam : Ana yemek
Akşam ara : ceviz -süt- kefir .
🔹3 ana hep aynı oluyor.3 arayı değiştiriyorum. Mesela bazen sabah arada muz yemek istemiyor, rendelenmiş havuç veriyorum.
🔹Aslında sağlıklı beslenin diyor uzmanlar..
Biz büyükler için bile bu şekilde olması gerekiyor.
🔹Unutmadan Biliyorsunuz birde 2 yaşa kadar emziriyoruz. Onuda aralarda veriyordum. Zaten 1 yaştan sonra oyuna dönüşüyor ☺️
🔹Sağlıklı günleriniz olsun hem yavrularınızın hemde sizler için.. 💁🏼‍♀️

Lohusa Annelik

Lohusa Anneler aramızda mı parmak kaldırsın 😀
Şimdi buhranlar üstünüze üstünüze geldiği dönemdir.🙈
Durun durun sakin olun,size bir kaç şey söyleyeceğim..
Burda 20 günlük, hamilelik izi pembecik yanağında olan bir anneyim 🙈
30 saat normal doğum için sancı çekmiş mecbur sezaryana girmiş bir anne. Doğum esnasında ciğerlerine su kaçmış bir bebe kucağımda.
Bu yüzden 3 gün yoğun bakımda kalan bir bebe.
3 gün sonunda eve çıkıp ilk günler sütü gelmeyen anne.
1 ay boyunca bebeğinin koliğinden uykusuzluğu uykusuna bulaşan bir anne.
“Sütün yetti mi? Geldi mi? Doyuyo mu? Aaa kilo aldı mı acaba ? “Diyenlere zorla kulak kapatan anne.
Şimdi geriye bakıyorum hepsi geçmiş.
O zaman tutunduğum her şeyden önce tek varlık bebeğimdi. Sağlıkla kucağıma gelişiydi.
Kulağımı gözümü her şeye kapattım çünkü biliyordumki her annenin başına gelenlerdi. Yanlız değildim.
Yanlız olmadığımı bilmekten güç aldım.
Şimdi sende öyle düşünüyorsan yanlız değilsin sevgili anne.
Emin ol bu günlerde geçecek.
Ağlamaları duracak, gülecek,oynayacak,anne diyecek ve o mucize hep seninle büyüyecek.❤️
Haydi huzurlu geceler..

Çocuğun Odasını Ne Zaman Ayırmalı?

Annelerin kafasını meşgul eden “Çocuğumun odasını ne zaman ayırsam ki?” konusu hep vardır. Bazen kuluçkaya yatar bazende sürekli uyarı halinde kalır.
Geçen hafta instagramda şöyle bir kamuoyu yoklaması yaptım. Gelen 250 yorumla, çıkan istatistiklere göre söyliyimki; 0-2 yaş arası çocuğunu kendi odasına alıştıran anneler ve bebekleri bu aşamada hiç zorlanmamış. 2 yaş üstü alıştıran ve hala 5 yaşına gelmiş ama birlikte aynı yatağı paylaşan annelerde bazıları çaresiz bazıları da hayatından gayet memnun.
Çünkü uzmanlarında bazıları 4 yaşına gelmiş bir çocuğun hala annesi ile yatması gerektiğini söylüyor. Annelerinde kafası karışıyor.

Şimdi gelelim bana,bize…Nasıl bir süreçten geçtik? Nasıl alıştı? Ne uyguladım?
Filmi biraz geri saracağım arkadaşlar.O ilk doğduğu günlere…
Uras’a ilk başlarda oda yapmadık. Park yatak aldık ve kendi yatak odamın yatağının yanına koyduk. Doğduğu ilk günden itibaren onu hep kendi yatağına yatırdım. Başımın hizasında yattığımda görüyordum ve geceleri her kalktığımda her anne gibi nefes alıyor mu diye kontrol ediyordum. Sabahları yanıma alıp uyuduğumda oluyordu. Zaten her çocuk gibi hep meme emerek uyumaya alıştı ilk günlerde… Onu yanıma alıp uykuya daldığımda çok dikkat ettim ki parmağının ucu değse bana hop uyanıyordu. Başlarda acaba farkında olmadan mı yapıyor diyordum ama yok ayağı değse uyanıyor, eli değse uyanıyor. Bende ona değmeden uyumak için kendimi kasıyordum. Uyandığımda belimde feci bir ağrıyla uyanıyordum.
Geceleri zaten 2 saatini şaşmadan kalkan, uyumayan bir bebekti. Birde bacağı,ayağı,eli,kolu değdiği içinde kalkarsa vay benim halime..
Bu yüzden geceleri hep beşiğinde yatırdım.
Uras, rahat bir çocuk eli kolu uyurken ancak beşiğe değebilir ve çılgın yatıyor. Böylelikle beşiğine en başından bu yana alışık.

Bazı anneler var ki doğduğu ilk gün itibariyle odasını ayırıyor. Bunu ben emziren bir anne olarak mümkün değil yapamazdım. Gerçi emzirmesem yine yapamazdım.
Bazı anneler 0-6 ay arası ayırıyor ve çok kolay olduğunu söylüyor. Bazıları var ki 6-12 ay arası odasını ayırıyor. Bazıları da benim gibi 1 yaş sonrası.
Benim ay konusunda fikrimi sorarsanız ben 1 yaş sonrası derim. Nedeni ise anne ve bebek arasında duygusal bağ, güven temellerinin atıldığı dönem 0-1 yaş arasıdır. Bu yüzden anne ve bebek yakın olmalıdır ki bu bağı çok iyi bir şekilde ikisi kurabilsin.
Ben 13- 14 aylıktı ayırdığımda.
Beşiğinde yatmayı seven bir çocuk olduğu için bu açıdan sıkıntı çekmedim. Ama tabi anne yüreği; daha beşiğini ayrı koyduğum gece onu uyutup odadan çıkarken içime içime birşeyler oldu. Şİmdi kendi kendi ne yapacak? Acaba haksızlık mı ettim diye çok düşündüm. Odama gidip kamerayı açtım ve onu izleyerek uyudum. Ufacık sağından soluna döndüğünde bile ses geliyordu ilk başlarda hep kalktım, gittim baktım. 2 hafta boyunca kamera açık yatıp kalktık. Sonra dedim bu böyle olmayacak, kamerayı da kapattım. Annelik hislerime güvendim. “Ya sesini duymazsam? “düşüncesi vardır ya hep bunuda kenara attım (Sizde atın) çünkü duyuyorsunuz 🙂 Uras uyanır uyanmaz zaten kendini belli ederdi ,genelde tüm çocuklar böyle zaten. Her mızıldadığında gittim bazen salladım bazende süt verdim ve biz bu şekilde hiç sorunsuz oda ayırma işlemini tamamladık.

Burada bana güven veren öncelikle kendi beşiğinde uyumayı çok seven oğlum, ikinciside canım bebek kamerası. Bebek kamerası herkeste olmayabiliyor ama telsizler genelde her bebekte var artık, bu aşamada onu da kullanabilirsiniz. O da mı yok? Zaten bebeğinizin odası büyük ihtimal yatak odanızın yanındaki oda…Annelik hislerinize güvenip , bebeğinize güvenip odanızı ayırmanız.
ilk başlarda odasının duvarını, mobilyasını iyice tanıması için ona yardımcı olabilirsiniz. Onunla konuşabilirsiniz.
-Burası senin odan olacak.
-Bak burada çok güzel oyuncakların var.
-Bana seslendğinde hemen yanına geleceğim.
-Sen artık kendi kendine uyuyacaksın diyerek güven vererek konuşabilirsiniz.
ilk bir kaç gece uykuya dalma anında beşiğinin yanında uyuyup ardından kendi odanıza geçebilirsiniz. Bu şekilde alışacaktır emin olun 🙂

Yukarıda dedim ya bazı annelerin çocukları 2 yaşı aştığı için çok zorlanıyor. En büyük nedeni çocuk artık büyümeye başlıyor. Annesi ile arasındaki bağ konuşma, düşünce sistemi ile birlikte devreye girince iş başkalaşıyor. Odasında korktuğunu söylüyor, anesni özlediği söylüyor, bahaneler uyduruyor. Çünkü çocuğunuz büyüyor. Bunları yaşamamanız için kesinlikle 2 yaş öncesi ayrı odasına, yatağına yatırmanızı öneriyorum.

Umarım odasını ayırmak isteyip, ayıramayanlara aydınlatıcı bir yazı olmuştur.
Her şeyden önce yine kendinize güven duyun, gerisi geliyor annelerim 🙂
Başka bir yazıda görüşmek üzere
Sevgiler… 🙂

“Hassas Anne” Kitabı

Merak ediyorum acaba içinizde bu kitabı kimler okudu?
Çünkü okumayanlar için gerçekten çok güzel bir kitap önerisi ve yorumları ile geldim.
Hassas Anne !
Sevgili Ece Kumkale’nin çıkardığı ilk kitap.
O aslında bir blogger ama bloggerdan önce bir anne… En hassas anne.

Ece Kumkale’nin 3 tane birbirinden tatlı evladı var. Bu 3 evlada sahip olabilmek için öyle zor yollardan geçmiş ki hayretle okuyorsunuz.
7 defa ameliyata girmiş ama 3 yavrusu için çektiği acıları bir kenara iterek onları Allah verdiği için gece gündüz şükretmiş bir anne.
Hiç bilmediğim daha yeni öğrendiğim, doktorların araştırmalarına ait, bilimsel bilgiler de var kitap içerisinde. Bu kitabın bir bölümü..

Diğer bölümüne gelirsek;
Annelere ait tüyolar, öneriler dolu kitap içerisinde. Çünkü o çok deneyimli bir anne.
Bir hamile nasıl beslenmeli? Nelere dikkat edilmesi gerektiği,
Hastaneye gidiyorken çantanda neler olması gerektiği,
Doğum yaptığında anne sütünün nasıl erken gelebileceğini,
Kolikli bebeğe nasıl yaklaşılması gerektiği,
Çocukların oyun guruplara vermenin önemini,
Çocukların okul seçimini,
Çocuk hastalıkları,
Spor, müzik çocuklarla güzel vakit geçirilebilecek sanat müzelerin,
Bebeklere ait ek gıda tarifleri vs. konular açıklamalı şekilde anlatmış.
Böylelikle bir annenin elinin altında açıp açıp okuyacağı bir el kitabı çıkarmış 🙂

Kitabın son bölümünde 16 tane annenin farklı yaşam tarzlarını örnek alan yazılarına değinmiş. Boşanmış ailede çocuklar, zihinsel engelli bir yavrusu olan anne, organ başığı bekleyen anne, prematüre bebek annesi, ikiz bebek annesi gibi annelerde içlerinden dökülenleri yazıya dökmüşler. Okurken bir ders çıkaracağımız, şükredeceğimiz bölümlerden olmuş yine..

Facebook’ta kurduğu Hassas Anne platformunda çok geniş bir kitleye sahip ve bloggerlik işini öyle ciddiye alıyor ki çünkü işi olarak görüyor. Olması gerektiği gibi…Buna dayanarak instagramda da bir o kadar büyük anne kitlesi var.
Bu yüzdende çok başarılı buluyorum kendisini. Yaptığı projeleri canı gönülden destekliyorum.

Seni, yavrularını, aileni, anneanneni tanıdığıma çok memnun oldum Ece.
Babacığın ve anneciğin eminim yattıkları yerden seninle gurur duyuyorlardır.
Senin cesaretin daima biz annelere güç kuvvet versin.
Kitabın hayırlı uğurlu olsun.
Kocaman Sevgiler… 🙂